biras usn ama okunmaa deer bi yası
Emo sözcüğü ülke topraklarına gireli çok olmadı. Bundan yaklaşık 5 yıl önce saçları yağlı, ağzının kenarına kurdele misali iliştirilmiş piercingi ile dolaşan hüzünlü zengin punkları görünce bu tarzın adının emo olduğunu bilmiyordum. Emo'nun sözcük açılımının " emotional punk" olduğunu ilk duyduğumda, kavram karmaşası yaşayarak "Punk önce aç karnını doyursun sonra duygusal olur!" diyecektim ki karşımda bu açıklamayı yapanın has Emo olduğunu fark ettim...
Benim ve birçoklarının bildiği punk, cidden evsizdir, serseridir ve Vans, Converse alacak parası yoktur. Cebindeki para martı döner ve şişman kahverengi biraya yeter. Emotional olduklarını ise hiç sanmıyorum...
Niyet, Emo'ları yermek değil sadece görülenleri söylemek. Müzik tarihinden girip emokid gerçeğine inmek, durumu Meydan Larousse kalıbına sokacağı için piyano ve burjuvazi ilişkisini anlatmaktan vazgeçip yakın zaman müzik tarihinde tınıların, melodilerin hayatları nasıl şekillendirdiğinden söz edeceğim.
80'lerde Glam, Power ve benzeri metal müzik akımları patladığında birçokları mahallenin aslan kalecisi gibi kesilmiş saçları yadırgıyordu. Deri ceketli, dar pantolonlu adamlar ortalığı kasıp kavuruyordu. (Türkiye'de yazın sıcağında deri pantolon ve deri ceket giyerek efsane olmuş Tayfun adlı şarkıcıyı sevgiyle anıyorum... Hadi yine iyisin...) Zaman geçtikçe müzik ve müziği dinleyip onun şekline bürünenler de değişti. 90'ların ortalarında Kurt Cobain'in unplugged klipi MTV semalarında yayınlandığında anneanne, babaanne kapıları aşındırılıp gri hırka ördürüldü.
Yıl 2008 ve interaktif ortamda anlamını merak ettiğiniz Emo'yla karşılaşma olasılığı çok yüksek. Bir Emo'yu, Emo yapan özellikler nelerdir? Emo kavramını kim yarattı?
Hayatın hüzünden ibaret olduğunu düşünen Emo'ların mottosu "Life is pain... Life is only pain..." Vans ya da Converse ayakkabı ve en az üç farklı renkte esprili tişört de mutlaka gerekli. Damalı bileklikler, Bergen modeli saç (yüzün yarısını kapatmalı), burunda, dilde ve en önemlisi dudak kenarında bir piercing olmadan asla bir Emo olamazsınız.
Emo fotoğraf çektirirken, vesikalık bile olsa aşağıdan yukarı bakar ve şaşırmış ifade takınarak eliyle ağzını kapatır. Poz eğer boydansa bacaklar çarpık durur. Emo dişisi mor, fosforlu yeşil, damalı kırmızı ve siyah renk birleşimi olmadan olmaz. Saç spreyi yoksa vazgeçilmeli bu sevdadan...
Emo tarzını bir tarafa bıraktığımızda, dünya çapında seveni olan ve müzik piyasasını ele geçirmeye başlayan bir müzik türü ortaya çıkıyor: Distortion gitar ağırlıklı, bol çığlıklı ve bir o kadar hassas ve acıklı sözleri barındıran müzik türü. Yani Küçük Emrah'ın "Ayrılamam" şarkısını distortion gitarla ve hard core olarak söylendiğini düşünün...
Bu müziği yapanlar, müziklerini hard core punk olarak tanımlıyor. Emo'nun artık şehir efsanesine dönüşmüş trilyarlarca açılımından biri ise "emotive hard core". Sözcük, 90'ların başında Rites Of Spring grubunun müzik tarzını anlatmak için kullandıkları bir kısaltmadan ileri geliyor. Kimilerine göre Emo sadece bu tarzın adıyken, kimilerine göreyse olay hard core punk'tan ibaret. Sözler ise ayrılık acısı, buraya ait değilim yakınmaları, kalp kırıklıkları...
Türkiye'de Emo kültürü yayılmaya başladıkça Anti-Emo duruşlar da çoğalmaya başladı. Buna rağmen Emo'luktan ödün vermeyen asi ama duygusal gençlik, yolunda emin adımlarla ilerliyor. Türk Emo grupları gün geçtikçe daha çok fan topluyor ve ardı ardına konserlere çıkıyorlar. En son Masstival kapsamında sahne alan Pickpocket görülen o ki büyük ilgiyle bekleniyordu.
Dünya çapında ün yapmış My Chemical Romance, Promise Ring, Low, The Secret Stars, Jets To Brazil grupların öncülüğünde ilerleyen Emo akımı, her şeyden önce müzik piyasasının, kuaförlerin, baskı tişört yapan mağazaların, psikologların işine yaradı... Bunlara rağmen hayat Emo'lar için gerçekten çok zor...